13 Ağustos 2013 Salı

Tatil bitmesin!

Bu bir Pazartesi & tatil sonrası sendromu yazısı... Peki neden bugün yani Salı günü yazıyorum? Çünkü sendromun etkilerini yeni yeni atlatmaya çalışıyorum. 


Çok keyifli bir bayram tatili geçirdim ama su gibi akıp gitti :( Zaman böyle ellerinizden kayarcasına uçar mı? Evet, uçtu. Aklınız tatilin o en neşeli, en keyifli, en renkli anlarında kalmaz mı? Evet, kaldı. Alaçatı'daydım bayramda... 7 gece 8 günlük muhteşem bir tatilin ardından, kalbim ve aklım Alaçatı'da kalarak İstanbul'un yolunu tuttum. Herneyse; bu kadar sendrom açıklaması yeter, biraz da güzel şeylerden bahsedelim (O kadar çok ki sanıyorum önümüzdeki aya kadar sadece Alaçatı/Çeşme yazabilirim :))

Siesta Otel isimli butik bir taş otelde kaldım tatil boyunca. Alaçatı'nın merkezinde yer alan bu tatlı otel, Şok marketinin tam üstünde ve köye yürüyüş mesafesinde... Binası tam da Alaçatı’nın mimari dokusuna uyumlu bir şekilde taştan yapılmış. Yemyeşil bir bahçesi de var, bahçedeki salıncakta bolca sallandık :) 

Sabah kahvaltıları bu bahçede servis ediliyor. Otelin sahibinin eşi, tonton mu tonton bir hanım. Elleriyle köy kahvaltısı hazırlıyor misafirlerine. Ama o ne kahvaltı o! :)

Otelde havuz yok ama zaten Alaçatı'ya ya da Çeşme'ye gidip hazuva girilir mi? Her gün Aya Yorgi'nin bir beach club'ına gitseniz 1 hafta biter zaten :)

Yani lafın kısası, Alaçatı'ya gitmek istiyorsanız mutlaka buraya bir bakın derim. Ve bu yazıya son verirken aklımdan geçen tek şey "Tatil neden bitti? Hiç bitmesiiinnnn!"...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder